Türkiye’deki hazır giyim sektörünün öncü markalarından Lufian Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Gümüştepe, geride bıraktığımız cumartesi akşamı Tek Rumeli TV ekranlarında bizlerle oldu.
Keşanlı Yönetici ve İşadamları Derneğimiz (KEYİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eler’in hazırlayıp sunduğu canlı yayın ALTERNATİFSİZ GÜNDEM programımızda Gümüştepe, “Dünden bugüne Lufian”ı anlattı ve dünya pazarına çıkmak isteyen firmalar için mesajlar verdi.
GÜMÜŞTEPE: “Tasarım ve Üretim Odaklı Bir Firmayız.”
Program başlarken, Tek Rumeli TV “ELBASAN” belgeselini verdi.
10 dakikalık bir gecikmeyle başlayan programımız canlı yayımlandı.
Programda önce Ekonomiye genel bir bakış yapan Ahmet Eler, hükumetin önceki hafta açıkladığı 9 madde ve 417 kalemden oluşan eylem planının, ekonomik anlamda orta vadeli program, dönüşüm programı, bu nedenle haftanın en önemli ekonomik gelişmesi olduğunu söyledi. “Eleştiriye açık ama son derece vizyoner bir ekonomi programı” değerlendirmesinde bulundu.
Konuğumuz Mehmet Emin GÜMÜŞTEPE, dünya pazarına çıkmak isteyen firmalar için mesajlar verdi, özet olarak başlıklar itibariyle şu değerlendirmelerde bulundu:
Lufian 1995 yılında kurulmuş bir firma, Türkiye’deki Hazır Giyim Sektörünün öncü markası.
Uzak Doğu’ya kayan iş hacmi yalnızca ucuz iş gücünden dolayı değildir. Bununla beraber işin doğasından kaynaklanan diğer faktörleri de göz ardı etmemeliyiz.
1990’lı yıllar tekstil için parlak yıllardı.
Şimdi ülke olarak daha fazla markamız var diyemem ama markalarımızın bilinilirliği artıyor.
Alış veriş merkezlerinin (AVM) markalarımızın bilinirliğine katkısı oldu.
“Değişimi görmez, bunun gerekliliklerini yerine getiremezseniz, yok olmaya doğru gidersiniz.”
Lufian markamızı 2005 yılında oluşturduk. Dünya markalarına verdiğimiz ürün kalitemizin farkındaydık. Bu birikimlerimizi, hedeflerimizi de belirleyerek bir marka yaratma çabasında olduk. Lufia’nın kısa hikâyesi budur.
*
Programda, “Lifestyle” terimini de açan Ahmet Eler: “Son Magazin haberleri neler, ünlüler dünyasında ne oluyor? En son yerli ve yabancı magazin haberleri ve kişilerin yaşam tarzı, marka oluşumu için önemlidir.” dedi.
Lifestyle veya “Yaşam stili” birey, grup veya kültür hayatının tipik bir yoludur. Terim, başlangıçta Avusturyalı psikolog tarafından kullanıldı. Alfred Adler (1870-1937). Bunun bir türevi olarak 1950’lerde tanıtıldı.
Kırsal bir ortamın kentsel ortama kıyasla, her iki yanın da farklı yaşam tarzları vardır. Metropol yaşamda satış ve perakendenin yeri bile önemlidir.
*
“Hazır giyimde Türkiye nereye gidiyor?” ve “Dünya markası olmaya yakın bir markamız var mı?” sorusuna konuğumuzun verdiği yanıt, “Yok, şu anda yok maalesef…”
Marka denildiğinde iki önemli faktör öne çıkıyor:
1- Katma Değerli ürün satabilmek,
2- Sürdürülebilir bir iş potansiyeli yaratmak.
1995’lere kadar dünyada marka olma süreci çok daha kolaydı.
10 Dolarlık bir malı 250 Dolar’a satmaktan daha öte bir şeydir markalaşma süreci.
Büyüme sürecinde ülkelerin asıl maçı şimdi başlıyor.
Marjlar çok daraldı. Düşük kârlarla yüksek kalitede mal üretip pazarlamak gerekiyor.
*
Sonuç olarak bu söyleşiden öğrendiğimiz şudur:
Lifestyle veya “Yaşam stili” birey, grup veya kültür hayatının tipik bir yoludur. Bir tarzda ve modern sanayide kullanılan bu terim, duran veya maddi faktörlerin saptanması için bir kombinasyona değinmektedir. Temel faktörleri ve özellikle ilgili demografik değişkenleri; maddi olmayan faktörler, kişisel değerler, tercihler ve bakış gibi, bir bireyin psikolojik yönlerini ilgilendiren yönüdür. Bu ise bireylere demografik profili, yani yönünü gösterir.
Belirli bir mahalle yakınlık nedeniyle refah ve yaşam alanları açmak için değişen derecelerde yaşam tarzı, tercihleri etkiler. Örneğin, denize yakın bir coğrafyada bulunan alanlarda, bir plaj kültürü veya yaşam tarzı genellikle mevcuttur. “Lifestyle”, yaşam yönetimi ve yaşam tarzı üzerinde odaklanarak büyüyen bir sonuç olarak gelişmiştir.
Hazır giyimde Türkiye’de, dünya markası olmaya yakın bir markamız yok, en azından şimdi yok.
Ancak bu, ülkemizin bugüne kadar oluşturduğu birikimleriyle “asla olmayacak” bir olgu değildir.
Böylece, hazır giyim sektöründe öncü girişimlerin tevazusunu gördük ve beğendik.
Bir dost tavsiyesi, “Çok da fazla tevazu göstermeyin, gerçek sanırlar.” diyoruz ve başarılarının devamını diliyoruz.
(Görsel paylaşımı için emeği geçenlere teşekkürler. A.AK)
Leave a Reply