TEK Rumeli ekranlarından, “Alternatifsiz Gündem”de ekonomideki son gelişmelere ilişkin değerlendirmeler ve dünyanın toplu durumuna ilişkin KEYİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eler’in sunduğu programda; “Ekonomide son çeyrek görünümü” ile ilgili olarak Prof. Dr. Murat Ferman yine “Ekonomide ihtiyatlı iyimserlik” konusuna değindi. 04 Ekim 2015 Pazar akşamı saat 20.07’den itibaren yayımlanan programda Doların yükseldiğini, gelirin eridiğini, büyüme sıkıntısının sürdüğünü belirten Prof Ferman “Amaç, insanın mutluluğudur, refahıdır, gelir seviyesinin artırılmasıdır, insanın esenliğidir” yönünde tespitlerde de bulundu.

image (1)

Sanayi ağırlıklı büyüme modeli sıkıntıya girdi. IŞIK ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. MURAT FERMAN, “Büyüme yüzde beşin altında kalınca sıkıntılar oluyor” diyor. Ana hatlarıyla değinilen konulardan şunu anlıyoruz: ULUSLARARASI KONJONKTÜR ISINIYOR. Kapitalizmin kendisi insanlık için artık bir felâkete dönüşmüştür.

Kapitalizmin küresel krizinin derinleşmesine ve emperyalist savaşın yayılmasına, küresel ısınmanın yol açtığı yıkıcı sonuçları da eklendiğinde, kapitalizm dev bir “felâket ekonomisine” dönüştüğünü söyleyenlerin sayısı her geçen gün artmaktadır.

Yayılmacı güçler ve uluslararası tekellerin sözcüleri; savaşları, felâketleri ve küresel ısınmayı, “Pazar ekonomisinin büyümesi için bir fırsat saydıklarını ve krizden çıkışın yolu olarak gördüklerini” söylemekten çekinmiyorlar. Örneğin afet veya savaşlardan dolayı yıkıma uğramış bölgelere yönelen yayılmacı-kapitalist güçler, “Yeniden inşa” adı altında bu bölgeleri yeni sömürgeler haline getiriyor.

Buralarda, “İnsani yardım” denilerek verilen borçlar karşılığında sermayenin önünü açacak veya sömürü yatırımlarını garanti altına alacak ekonomik ve siyasi düzenlemeleri yaptırıyorlar. Yine bu alanlarda neo-liberal ekonomi politikaları hayata geçiriliyor, özelleştirmeler, toprak satın almalar, birbirini izliyor.

*

Ekonomide ilk çeyrek görünümü üzerine geçen dönem yaptığımız söyleşide de bu konuların konuşulduğunu dikkatlerden kaçırmayan izleyenlerle birlikte, son çeyreğe gelindiğinde Prof. Ferman’ın ne denli isabetli öngörülerde bulunduğuna tanık oluyoruz.

Orta gelir tuzağından nasıl kurtuluruz sorusuna; “Orta gelir seviyesinin altındayız artık!” şeklinde yanıt veren Prof. Ferman, “yeni normal kavramı” üzerinde de duruyor.

Önümüzdeki dönem Türkiye ekonomisini, yapısal özellikleri nedeniyle daha zor bir dönemin beklediğini rahatlıkla anlayabiliyoruz.  “YENİ NORMAL” kavramı: Dünya ekonomisi artık eskiye dönüşün mümkün olmadığı “yeni normal” denilen bir dönemi sürdürüyor.  Bu “yeni normal” kavramı, düşük büyüme-daha düşük bir üretim- ve gelirin yeniden dağılımına yoğunlaşıyor.  IMF, Küresel Ekonomik Görünüm raporunda 2015 küresel büyüme oranını 0,2 puan daha düşürdü, yeni tahmin yüzde 3,3’lük bir büyüme.  Küresel ekonominin bugüne kadar lokomotiflerinden biri olan Çin, 2009 yılından bu yana en düşük büyümesini yaşarken, sermaye birikiminin temposu tarihi çöküş seviyelerinde.  Çin, 2014 yılında en fazla doğrudan yatırım çeken ülke olarak öne çıkarken, ABD ve Japonya menşeli sermaye girişlerinin sırasıyla %21 ve %39 düşmesi, bu daralmayı destekliyor. Diğer bir yandan küresel talebin de daralmasına bağlı olarak ürettiği malları satamayan sermaye, açıktan (spekülatif) kazançlara yöneliyor. * Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkeler bilindiği gibi dolardaki en ufak hareketlerin ekonomilerinde ciddi dengesizliklere ve hatta krizlere yol açtığı ülkelerdir.

Fed’in 2013 yılı sonundan itibaren çoğunlukla sözlü olarak izlediği güçlü dolar politikası, bu gruptaki finansal sermaye hareketlerinde yavaşlamaya yol açmıştı.  Bu sözlü haldeki politikanın büyük olasılıkla son çeyrekte yaşama geçmesiyle birlikte çıkışların yoğunlaşması, yerel para birimlerinin dolar karşısında erimesi ve bu nedenle dış ticaret, cari denge ve enflasyon ayağında hızlı kriz merkezlerinin oluşması söz konusu. Prof. Ferman, Gelişmekte Olan Ülkeler için en korkulan senaryonun emtia fiyatlarındaki düşüşle doların güçlendiği bir toplu durum olduğunu anlatmaya çalışmıştı. İlk çeyrekteki bu öngörü, son çeyrekte ihtiyatlı iyimser olmayı bir kez daha gerekli kılıyor.

Leave a Reply

Your email address will not be published.