Ahmet Eler ile Prof Dr İlber Ortaylı, Keşanlı Yönetici ve İşadamları Derneği (Keyiad) projemiz için Galatasaray Üniversitesinde bir araya geldi. Program, Tek Rumeli’de 29 Ekim’de yayımlanacak.
Cumhuriyet’in İlk Yüzyılı, İlber Ortaylı ile 1923’ten günümüze, günümüzden 2023’e uzanan, bir geçmiş ve gelecek üzerine Ahmet Eler sordu, İlber Ortaylı yanıtladı. Bizi biz yapan ve bugünlere taşıyan önemli tarihsel dinamiklerin konuşulduğu programda İlber Ortaylı diyor ki; “Türklerin son iki asrı bütün Doğu dünyasında ve Balkanlar’da dikkatle gözden geçirilmesi gereken büyük bir tarihî yolculuktur. Bu nedenle de Dünya Tarihi’nin önemli bir parçasıdır ve dikkatle üzerinde durulmalıdır.” İlber hocamızın daha önce gazeteci İsmail Küçükkaya’nın sorularına yanıt verdiği kitabından da esinlenerek hazırlamaya çalıştığımız program “Cumhuriyet’in İlk Yüzyılı” söyleşimize yeni devletimizin yapı taşlarının döşendiği Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme döneminden başladık. Sözünü ettiğimiz ve esinlendiğimiz bu kitapta;
Atatürk ve silah arkadaşlarının yetiştiği II. Abdülhamid’in modernlik arayışı içinde geçen yıllarını, ama aynı zamanda istibdat günlerini ve buna karşı isyan edip hürriyet arayan genç Osmanlı subaylarının maceraları, hayatları… Millî Mücadele dönemini, özgürlük havasının egemen olduğu Cumhuriyet’in ilk iki yılını ve tek partili zorlu zamanları, ardından gelen çok partili siyasal yaşamın başladığı 1950’li yılları… 1913 Babıâli Baskını ile başlayan darbeler tarihini… Yeni devletin ilk gününden itibaren çözmeye çalıştığı kadim problemleri; Kürt Sorununu, “irtica” meselesini ve eğitim konusunu… İslâmcılıktan milliyetçiliğe, merkez sağdan sosyal demokrasiye bütün siyasal akımları… 1876’dan 1924’e ve 1982’ye anayasa metinlerimizi…
Bizleri 2023’e taşıyacak yeni anayasa özlemimizi… Asırlık dış politikamız, ikili ilişkilerimiz, uluslararası kuruluşlardaki temsil yeteneğimiz, Kıbrıs Barış Harekâtı, AB macerası ve Ortadoğu politikalarımızı… Şehirleşme, üniversiteleşme, gecekondulaşma, ekonomik büyüme, yolsuzluklar, gündelik yaşamdaki nitelik ve kalite kaybı gibi en güçlü sosyolojik dinamik ve gelişmeleri bulabiliyoruz.
İlber Ortaylı hocamızın içtenliği, programımızı daha keyifli bir söyleşi haline getirdi. Yakın tarihle ilgili yeni şeyler öğrendiğimiz programda akademik bir kaygı taşımadık ancak İlber hocamızın titiz bir tarihçi dikkati ve nezaketiyle, olayları başka milletlerin tarihleriyle karşılaştırmalı olarak anlatışı bize oldukça keyif verdi. ***
Programın izlenmesini neden öneririz? Çünkü hakkında her düşünceden ayrı bir sesin çıktığı Cumhuriyet tarihimize dair, zihin berraklaştıran bu programın zevkle izleneceğine eminiz. Ayrıca İlber Ortaylı’nın, Osmanlı’nın son dönemlerinden, günümüze ve geleceğe dair görüşlerini, bilgilerini paylaştığı bölüm özellikle izlenmeye değer. Şöyle ki; İlber Ortaylı’nın gelecek dönemler için yaptığı tespit ve uyarılara neredeyse geçmişle ilgili tespitlerinden daha çok hak vereceksiniz:
Ekonomi: Ekonomimizin hedeflenen ölçülerde gelişme gösteremeyeceğini, inşaatla bir yere kadar gelinip tıkanılacağını vurguluyor İlber hocamız. 10 yıl sonra dünyanın ilk on ekonomisinin içinde yer alamayacağımızı, bunu da başarılı bir kadrodan ve eğitim kalitesinden yoksun olmamızla açıklıyor. Avrupa Birliği ve batı medeniyeti: İlber Ortaylı, Avrupa’yı “Türkiye’yi pazar olarak değerlendirmekle” eleştirse de AB’ye etnik sorunlar gibi sebeplerle de hak veriyor. Diğer yandan bizdeki Avrupa Birliği’ne yüklenen anlam ve bu konudaki ısrarı garip karşılıyor ve batı medeniyetinin de yavaşladığını Fransa örneğiyle ortaya koyuyor. Etnik sorun: İlber hocamıza göre en ciddi sorunumuz bu ve maalesef bir iç savaş tehlikesine işaret edip buna çok dikkat edilmesi yönünde uyarılarda bulunuyor. Bölünme ihtimali üzerine de İsrail ve ABD’nin Araplara karşı her türlü unsuru, iştahla destekleyeceğini hatırlatıyor. Açıkça federatif sistemin bu ülke için uygunsuzluğunu ve açmazlarını sayıyor. Ortadoğu: Pasif bir rolün yanlışlığını, zaten aksinin mümkün olmadığını vurguluyor. Türkmenlerin bizim sorumluluğumuzda olduğunu bildiriyor. Anayasa ve başkanlık sistemi: Anayasa çalışmalarının tarih, özellikle hukuk tarihi ve sosyolojiden anlayan insanlarca dikkatle yürütülmesinden yana. Başkanlık sistemi için kaygıları var ve “En olmadı bari yarı başkanlık düşünülsün” şeklinde görüş belirtiyor. Eğitim ve kültür: Bu konuda yakınmaları çok olan İlber Ortaylı, eğitimin halinden şikâyet ediyor ve önerilerde bulunuyor. Özellikle dil ve sanayi eğitimi üzerinde duran Ortaylı, ayrıca pozitif ilimlerde geri kaldığımızı, yalnız mühendislik ve tıpla ilerlemenin mümkün olmayacağını ifade ediyor. *** Bizim anladığımız, İlber Ortaylı’nın etnik meseleler, ekonomi, eğitim, iç ve dış politikalar konusunda ciddi tenkitleri var. Buna rağmen Cumhuriyet’in kurumlarının, Cumhuriyet’in varlığına teminat olduğunu ve daha güçlü bir ülke olabileceğimizi hatırlatıyor. Bu olasılığı, nüfus çokluğumuza ve iyi eğitilirse dinamik Türk gençliğine bağlıyor.
İlber hocamıza hem yakın tarihimizi bu denli güzel anlattığı hem de üzerinde durulması gereken sorunlarımıza dikkat çekip önerilerde bulunduğu için şükranlarımızı sunarız. (Yazı: Ahmet AK)
Leave a Reply